8 Mart 2009 Pazar

MED-CEZİR

Heyecanla beklemeye başladım o çok duymak istediğim şarkıyı. Müzik odamı doldurmaya başladığında, kanımın çekildiğini hissettim, benim söyleyemediklerimi dile getirmesinden belki... bilemiyorum. Şarkı susmadı hiç, bildiğim tek ayrıntı bu. Defalarca defalarca eşlik etti bana sadece odamı değil, ruhumu da doldurdu... Elim kitabıma gitti bir ara, okuduğum kitap da bitmeyen bir aşktan bahsediyordu; hüznünü üstlendiğim bir kitaptı bu. Zaten mutluluklarını, heyacanlarını alabildiğim de pek olmamıştır dış dünyanın, aşık olamadığım zamanlarda. Aşk! ne ilginç dedim kitaplarımda, şarkılarımda, şiirlerimde, filmlerimde... sonu yok mu bunun, bitmek bilmeyen bir hastalık mı aşk, geçici bir tutku mu, çözemiyorum! Tabi bu arada kızcağız da ayrıldığı sevgilisine aşk cümleleri içinde laf sokmaya devam ediyor şarkıda! Aşk diyordum... her yerde! Ben bunlarla oyalanırken yanı başımda med-cezirler; itiraflar, ayrılıklar, birliktelikler, hayal kırıklıkları ama en çok da beklenen mucizeler! Şöyle bir göz gezdirince etrafıma normal insanların, normal yaşamlarındaki normallikler. Kendi yaşamımda ise; anormal insanların, anormal buhranları! " Demek ki bende bir şey var " diye düşünmeden edemiyor insan. Zaman zaman bunları bırakıp, karşılaşmak istediklerimi düşünüyorum. Mesela Vefa, istanbul da bir semt adı olmasa gerek yalnızca! Ya da okuduğum kitaptaki bir apartman adı, Merhamet! Anlıyorum, özlediğimiz duyguları hissedemeyince adını oraya buraya koyar olduk; sevgi neydi, emek neydi? Sanırım bu da " Selvi Boylum Al Yazmalım " repliklerinde kaldı... " ...Herşeye rağmen... " sözleriyle başlayan cümleler işte tam burada giriyor devreye! Çok konuşup teoriler üretmeye gerek yok aslında çünkü " bir yerde, birisi " umudu var hepimizde. Bu duygu bizi korkutur mu, heyecanlandırır mı bilemiyorum; belki bir karın ağrısıyla tarif edilebilir; ama mutlaka bizi güçlendirir. Bizi ayakta tutan bir diğer duygumuz acımızın; yaşanan acının ise tarifi yok. Acıyı sever hale gelmek, ondan haz almanın farkına varmak ise işin başka, bambaşka boyutları... Mesela sizi olgunlaştırdığına inanmak, onunla bütünleşmek hatta hayatınızın bundan sonra daha anlamlı olduğunu düşünmek bile mümkün bir Sezen Aksu şarkısı gibi (...acıdan geçmeyen şarkılarım biraz eksiktir). Öyleyse, seçimini yapmalı insan; acı ve aşk arasındaki med-ceziri yok etmeli! Ya başka bir kimseyi karıştırmadan kendi acısıyla kavrulup gitmeli, ya da acıya alışmadan aşkla arasını yapmalı...

=>> Meraklıları için söyleyeyim, ben yazımı tamamladığımda kızcağız şarkısını bilmem kaçıncı kez tamamlamış, yerini başka seslere, başka duygulara çoktan bırakmıştı =))